Son günlerde ekonomi ve tüketimle ilgili gündeme istinaden Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Başkanı, TOBB Perakendecilik Meclisi Başkanı Mehmet T. Nane’nin konuya ilişkin açıklaması: “Krize karşı en önemli dayanak olarak ekonomi çarkının dönmeye devam etmesi için gerekli olan ihtiyaçlar ertelenmemelidir.”
Son günlerde ekonomiyle ilgili yapılan açıklamalar önemli; ancak bizce eksiktir, geliştirilmesi gerekir. Yoksa istenmeyen dramatik sonuçlarla karşılaşabiliriz.
160 milyar dolarlık perakende sektörü içinde alışverişi durdurmaya neden olacak talihsiz bir yaklaşım, yüzde 20 bile etkili olsa, bu etki 32 milyar dolarlık bir daralma demektir. Bu ise devlete en az 6-7 milyar dolar az vergi gelmesi anlamına gelir. Bu durumu başta hükümetimiz olmak üzere kimsenin isteyeceğini sanmıyoruz. Konuya biraz daha özenle bakılması gerekir.
2008 yılında başlayan ve etkileri halen süren global ekonomik kriz dünyada pek çok süreci, kararı, alışkanlığı, beklentiyi değiştirdi. 2008 yılı ve öncesi oldukça yaygın olarak gözlemlenen tüketim ekonomisi yerini "ihtiyaç ekonomisi"ne bıraktı. Türkiye'nin de 2008 yılında yaşanan global krize karşı en önemli dayanaklarından ve çıkış noktalarından biri ihtiyaç ekonomisine dayanan bir politika izlemiş olması ve ihtiyaçları doğrultusunda alışveriş yapan bir toplumunun olmasıdır. Nitekim 2009 yılı Mart ayında başlayan ve 6 ay süren KDV indirimi bu amaca etkin hizmet etmiş, ertelenen ihtiyaçlar karşılanmış ve ekonomi çarkı dönmeye başlamıştır.
Dünya ekonomisinde yaşanan krizin Türkiye ekonomisine yansıması üzerine yapılan açıklamalar elbette ciddiye alınmalıdır. Bu dönemlerde tüketiciler açısından aşırıdan kaçınmak, alışverişi ihtiyaç ölçüsünde yapmak en akıllı tedbir yöntemidir. Krize karşı en önemli dayanak olarak, ekonomi çarkının dönmeye devam etmesi için gerekli olan ihtiyaçlar ertelenmemelidir. Türkiye’de ekonominin barometresi haline gelen organize perakende sektöründe yaşanacak olası bir daralma, istihdamı ve üretimi olumsuz yönde etkileyecek ve genel ekonomiye yansıması da negatif olacaktır. Bu durum 2011’in ilk çeyreğinde rekor seviyelere ulaşan Türkiye’nin büyüme hızını sekteye uğratabilecektir.
2008 yılında yaşanan global krizde organize perakende sektörü ekonomik tedbirlere ve yapılan kampanyalara verdiği destek ile başarılı bir sınav vermiştir. Önümüzdeki süreçte de organize perakende sektörü genel ekonominin sürdürülebilirliğini sağlama doğrultusunda en aktif sektörlerden biri olacaktır.