1 Temmuz 2011 Cuma

Perakendecilerin En Hızlıları Stratejileri

Ankaralı Canerler, İzmirli Pehlivanoğlu ve Konya merkezli Adese… Bunlar bölgesel perakende zincirleri arasında “en hızlı” olanlardan. Pek çok küçük yerel zincir onları örnek alıyor. “En hızlılar”ın...

Ankaralı Canerler, İzmirli Pehlivanoğlu ve Konya merkezli Adese… Bunlar bölgesel perakende zincirleri arasında “en hızlı” olanlardan. Pek çok küçük yerel zincir onları örnek alıyor. “En hızlılar”ın sırrı ise uyguladıkları 6 temel stratejide gizli. “Kişisel hizmetler”, “ucuz fiyatlar”, “farklı tedarikçiler”, “uygun fiyatla alım”, “sürümden kazanma” ve “hız”… İşte onların başarı formülünün 6 altın kuralı.  Tüm küçük bölgesel perakendecilerin hedefi bu 6 altın stratejiyle, tıpkı Canerler, Pehlivanoğlu veya Kiler gibi büyümek…
Canerler, tamamı Ankara’da bulunan 36 marketten oluşan bir bölgesel perakendeci. Müşteri ilişkilerinden bölgesel büyüme stratejisine, tedarik zinciri yönetiminden fiyatlandırmaya her alanda “hızlı balık” taktiklerini uyguluyor. Yıllarca aynı bölgede faaliyet gösterdiği için müşterilerini çok iyi tanıyor.

Kadınlar için yemek, çocuklar için resim yarışmaları organize ediyor. Mağazasında alışveriş yapanların özel günlerini kaydediyor. Eğer müşteri o gün markete gelmişse, doğum günü veya evlilik yıldönümünü kutlamayı ihmal etmiyor. Herkese hitap eden indirim günleri düzenliyor.
Sadece bu kadar da değil… Canerler’in tedarikçileriyle de ilişkisi genel olarak resmiyetten uzak. Alımlarını peşin ya da düşük vadeli yapıyor. Ürünlerinin yüzde 20’sini bulunduğu bölgeden sağlayan zincirin, temel pazarlama stratejisinin iki temel dayanak noktası var. Bunlardan ilki özellikle gıda ürünleri kategorisini rekabetçi fiyatlarla yönetmek… İkincisi ise “en düşük fiyatlarla en yüksek ciroyu tutturma” hedefi.
Zincir, sebze ve meyve satımı yapan Kadir Canerler tarafından 1982’de Ankara’da kuruldu. Ankara’nın Yukarı Etlik semtinde ilk mağazasını açtıktan 6 yıl sonra da marketler zinciri oluşumuna başladı. Lojistik anlamda bir problem çıkmaması için büyüme stratejisini “aynı bölgede yayılmak” olarak belirledi.
2004 yılında 160 milyon dolarlık cirosu olan zincir, 2005’te 200 milyon dolar, 2006’da ise 250 milyon doların üzerinde ciro hedefliyor. Bu yıl Bodrum’da açacağı yeni marketle de ulusal bir zincir olma yolunda ilk adımı atıyor.
Canerler, bölgesel perakendecilerin büyüme stratejilerinin tipik bir örneği. Kiler, Pehlivanoğlu, Mopaş ve Adese gibi hızlı gelişme gösteren yerel marketlerin çoğu benzer bir yaklaşımla çalışıyor. Perakende sektöründe “en hızlı” zincirlerin neredeyse tamamı Canerler’dekine benzer stratejileri uygulayarak büyüyor. Büyümede “altı temel strateji”yi benimsiyor.
1. KİŞİSEL HİZMETTE SINIR YOK
Bu 6 altın stratejiden ilki “kişisel hizmetler” vermek… Bu kapsamda sadece ücretsiz otopark değil vale hizmeti sunanlar, Erzurumlu Tema gibi müşterinin otomobilini bedavaya yıkayanlar bile var. Müşterilerine ev ziyareti yapan mağaza müdürlerine de rastlamak mümkün.
Hızlı büyüyen bölgesel perakendeciler “müşteriye yakın olma” konusuna çok önem veriyor. Belirli bir bölgede çalıştıkları için bölgeyi ve insanlarını yakından tanıyor, geleneksel ilişkiler kuruyorlar. Örneğin, Canerler’in market müdürü, bir müşterisine ev ziyaretleri yapıp, “Çoktandır uğramıyorsunuz, hasta mı oldunuz merak ettik” diyebiliyor. Yakınlık avantajını kişisel hizmetler sunarak kullanıyorlar. Pek çok zincir telefonla sipariş alıyor, ücretsiz servis, otopark, vale ve araç yıkama hizmeti sunuyor. Konya merkezli Adese’de özürlü müşterilerin rahat alışveriş yapmasını sağlayacak fiziki ortam ve gerekli araçlar bile var.
Bölgeseller ayrıca yerel ürünler, yerel fiyat politikaları ve kampanyalarla müşterinin karşısına çıkıyorlar. Gaziantep’teki Oli zincirini yönetenler, bölge insanının baharatlarını “Elmacı Pazarı”ndan aldığını biliyor ve ürünlerini oradan tedarik ediyor.
hedŞimdiki adı Tesco olan Kipa da İzmir’de müşterilerin evlerinde toplantılar yapardı. Küçük gruplarla gerçekleştirilen yüzlerce toplantıda, müşterinin ne istediğini araştırma şirketlerinin yaptığı focus gruplarından çok daha iyi anlıyorlardı. Bu toplantılar onlara hangi ürünlere talep olduğu konusunda yardımcı oldu. Aynı şekilde private label planlarını yaparken de buradan aldıkları feedback’lere önem verdiler.
2. FARKLI TEDARİKÇİ BULUYORLAR
Hızlı büyüyen yerel perakendecileri farklı kılan bir diğer unsur, tedarikçi yapıları. Bu yerel zincirler, büyük perakendecilerden daha farklı tedarikçiler bulup, onlarla çalışıyor. Yerel perakende zincirlerinin büyük ulusal zincirlerin çalışmadığı üreticilerle çalışması rekabetçi fiyat uygulayabilmelerini sağlıyor. Küçük yerel üreticilerden  daha uygun fiyatlarla mal tedarik edebiliyorlar.
Ayrıca, tedarikçi ilişkilerini çok farklı bir boyutta yürütüyorlar. Büyük organize perakendeciler gibi sadece kurumsal çerçevede değil, bireysel düzeyde de ilişki kuruyorlar . Uzun yıllara ve güvene dayalı ilişkileri sayesinde bölgesel üreticilerle dayanışma içindeler. Birinin işleri kötü gittiğinde diğeri destek olabiliyor. Bu nedenle de tedarikçiler öncelikle yakından tanıdıkları bölgesel zincirlerle çalışmayı tercih ediyor.
Selçuk’ta peynir üreten bir tedarikçinin hikayesi bu sıcak ilişkilere güzel bir örnek. Perakende sektöründe uzman bir isim olan Smart Teknolojileri Genel Müdürü Murat Şahin, başından geçen bir olayı “Tanıdığın Selçuklu bir peynir üreticisi, Pehlivanoğlu zincirinin sahibi Ali Pehlivanoğlu’na  yıllık alım miktarını sormadan başka bir şirketten sipariş kabul etmiyordu” diyerek anlatıyor.
3. “EN UCUZ” ALIM ONLARDA
Bu yerel zincirler “ucuz alıp, ucuz satma” prensibini uygulamaya çalışıyor. Büyük üreticiler ile pazarlık edemeseler bile küçük tedarikçilerinden daha uygun fiyatla alım yapabilmek için farklı yöntemler uyguluyorlar. Evyap CEO’su Mehmed Evyap, “Tedarikçilerine peşin ödeme teklif ediyorlar. Böylece iyi fiyatlar alıp, bunu müşterilerine yansıtmak istiyorlar” diyor.
Bölgeseller için işletme kârlılıkları verdikleri sözlerin öneminden sonra geliyor. Ödemelerine sadık olarak biliniyor, alımlarını düşük vadelerle yapıyorlar.
Bursalı bir zincir olan Özhanlar Market Genel Müdürü Sabri Erdem, “İnsandan alıp, insana yine insanla satış yaptığımızın bilinciyle hareket ediyoruz. Tedarikçilerimizi üzmeyiz. Birlikte en uygun çalışmaları yapar, sözleşmeleri zorlamayız” diyor.
Pek çok bölgesel perakendeci satışlarının belli bir yüzdesini bölgesindeki üreticilerden karşılıyor. Örneğin, Konya merkezli Adese’nin bölgesindeki yerel tedarikçilerden temin ettiği ürünler, toplam ürünlerin yüzde 80’ini oluşturuyor. Bu da onları küçük yerel üreticiler nezdinde “büyük alıcı” konumuna oturtuyor. Dolayısıyla “ucuz” alım yapmalarına yardımcı oluyor.
4. SÜRÜMDEN KAZANMA STRATEJİSİ
Kar marjları büyük perakende zincirlerine göre düşük. Özellikle satışı hızlı olan temel tüketim gruplarındaki ürünler ve stok maliyeti düşük ürünlerde kâr marjlarını düşük tutuyorlar. Böylelikle sürümden kazanıyorlar. Taze gıda, et ve süt ürünlerinde bol çeşit, yerel tatlar ve iyi fiyatlar sunuyorlar.
Hatta pek çok bölgesel perakendeci bu tür ürünleri kendisi üretiyor. Örneğin, Bursa merkezli Özhanlar, kendi mağazaları için tatlı ve soğuk meze yapıyor. Özhanlar Genel Müdürü Sabri Erdem, “Ayrıca, Marmara Bölgesi’nden tedarik ettiğimiz canlı hayvanların kesimini de kendimiz yapıyoruz. Balık reyonu için Çanakkale ve Bandırma’ya gece yarısı gidip sabahın erken saatlerinde gerçekleştirilen mezatlara katılıyoruz” diyor.
Bölgesellerin en aktif oldukları konulardan biri de özel indirim ve halk günleri uygulamaları. Bu şekilde sürümü artırmayı hedefliyorlar. Müşterilerin düzenli olarak takip ettiği ve özellikle temel tüketim gruplarını kapsayan bu indirim günleri anında satış artışı olarak cevap buluyor. Örneğin, Adanalı Yonca Marketleri, fiyat ağırlıklı olarak çalışmaktan çok kişiye özel indirim ve promosyonlar düzenleyerek tüketicinin dikkatini çekmeye çalışıyor. Yonca Marketçilik Pazarlama Müdürü Hürol Kuralay, “Tüketicinin temel ihtiyaçlarını oluşturan ürün gruplarında kendi kâr marjımızı tamamen düşürüyoruz. Tedarikçiden de belli oranda indirim alıyoruz. Bu özel indirim günlerinin Yonca’ya geri dönüşümü ise yüzde 20 oranında bir müşteri artışı oluyor” açıklamasını yapıyor.
5. AYNI BÖLGEDE BÜYÜME TAKTİĞİ
Büyüme stratejileri içinde en kritik noktalardan birini “yayılma planları” oluşturuyor. Bu nedenle de bu konuda oldukça temkinli davranıyorlar. Sadece belli bölgelerde yer almayı tercih ediyorlar.
Hepsinin hedefi günün birinde Ankara’daki Canerler, İzmir’deki Pehlivanoğlu, İstanbul’daki Kiler, Konya’daki Adese gibi başarılı bir bölgesel zincir olmak…
Seçtikleri yerler de bizzat erişebilecekleri ya da aile bireyleri ile yayılabilecekleri yerler oluyor. Genellikle tümüyle coğrafya değiştirmiyor, en fazla komşu illere gidiyorlar. Bulundukları bölge kontrol etmelerine uygunsa aynı bölgede büyüyorlar. Örneğin, aynı semtte üç mağaza birden açıyorlar. İstanbullu Kiler bunu uyguluyor. Şu an 51 mağazası olan Kiler sadece İstanbul’da belli bölgelerde yayılıyor. Bu tür yayılmayı seçenler bulundukları yerde piyasayı yönlendirebiliyor. Yayılmayı hızlandırarak kendilerinin dışında başkalarının da o bölgeye girmesine fırsat tanımak istemiyor, aksi takdirde fiyat ve rekabetin bozulacağını düşünüyorlar.
Bölgesellerin arasında istisnai durumda olanlar da bulunuyor. Onlar yayılmada diğerlerinden farklı bir yapı sergiliyorlar. Örneğin, Konya merkezli Adese Ankara, Konya, Mersin, Denizli gibi çeşitli illere yayılmış durumda.
Yüksek gelir gruplarına hitap eden perakendeciler arasında da bölgesel büyüme stratejisini izleyenler bulunuyor. Pazarlama ve marka danışmanı Yard. Doç. Dr. Fatoş Karahasan, bu grupla ilgili şu yorumu yapıyor:
“Pahalı semt bakkalı kimliğindeki Makro da belli bölgeleri seçiyor. Benzer biçimde City Farm gibi alternatif  bir organizasyon yüksek katma değerli ürünler pazarlıyor. Bu tip zincirler ise lokasyonlarını en şık bölgelerde seçiyor. Kiraları da yüksek, fiyatları da. Tam bir niş pazarlama taktiği uyguluyorlar.”
6. HIZLI HAREKET EDİYORLAR
Bu tip bölgesel zincirlerin önemli avantajlarından biri de hızlı hareket yetenekleri. Ulusal büyük perakende zincirleri yatırım kararlarını daha kurumsal bir yapı içinde alıyor. Oysa bölgeseller bir ailenin, bir kooperatifin veya bir iş adamının yatırımı olduğu için daha kıvraklar. Zaten birçoğu aile şirketi ve aile bireyleri tarafından yönetiliyor. Evde akşam yemeği sırasında bile şirketle ilgili bir karar süratle alınıp uygulamaya geçirilebiliyor. Hatalı karar verdiklerinde de daha çabuk geri adım atabiliyor ya da değişiklik yapabiliyorlar.
Onlara çeviklik katan başka unsurlarda var. Örneğin, bir üründe zararına satış yapsalar bile bunu telafi edebiliyorlar. Çünkü, iş hacimleri küçük olduğundan aynı üründe zararına satış yaptıklarında bölgesellerde zarar bir birimken büyük ulusal perakendecilerde yüz birim oluyor. Bu durum belli bir oranda risk alabilmelerine ve çevik davranabilmelerine yardımcı oluyor.
Ayrıca onların işletme maliyetleri de daha az. Çünkü iddiaları konsept geliştirmek değil, ilkleri yapmak. Standartlarını kendileri belirledikleri için mağaza içi sergilemeye az yatırım yapıyorlar. Organizasyon yapıları ise sınırlı. Daha küçük çalışma takımları ile işlerini yürütüyorlar. Daha ucuz iş gücü istihdam ediyorlar. Üstelik personel değişim hızı da organizelerden daha az. Giderleri daha yakından kontrol edebildikleri için marj dezavantajlarını dengelemeye çalışıyorlar. Bu küçük organizasyon yapısı da onlara hızlı olma stratejisini uygulama kolaylığı getiriyor.
EN HIZLILARIN HEDEFLERİ ULUSAL OLMAK
Tüm bölgesel perakende zincirlerinin öncelikli hedefi bulundukları bölgelerdeki öncü kimliklerini ellerinde tutmak. Bulundukları noktalarda sayılarını artırmak. Bölgesel büyümede belli bir büyüklüğe ulaşanlar ise temkinli bir biçimde farklı illerde mağaza açmaya başlıyor. Civarlarındaki şehirlerde ya da büyük illerde olmak üzere daha fazla yerde adlarını duyurmayı istiyorlar.
ÖZHAN MARKETLERİ CİVAR İLLERE YAYILACAK Örneğin, Bursa’da 12 noktada olan zincir, isminin tamamen Bursa ile özdeşleşmesini istiyor. Her yıl 1-2 market açarak büyümeyi planlayan Özhanlar, ardından da civar illerde yayılmayı planlıyor.
CANERLER ÖNCE TURİSTİK BÖLGELERE GİDECEK Ankaralı zincir turistik bölgelere doğru yayılma stratejisini yürüterek, ulusal olma yönünde adımlar atıyor. Bodrum’da bir mağaza açıyor. Burada kuracağı sistemle Ankara’da kendisinden alışveriş yapan müşterilerini de belirleyecek.
İSMAR BAŞKA İLLERE DE GİTTİ İstanbul’un 36 bölgesinde yer alan İsmar, Eskişehir, Trabzon ve Çorlu’dan sonra şimdi de otoparkı, çocuk oyun alanı ve fast food bölümü olan bir mağazasını Urfa’da açıyor.
AFRA SUDAN’A MARKET AÇTI Yurtdışına açılma planları yapanlar ve hatta bu planları gerçekleştiren yerel zincirler de var. Konya merkezli Afra, Sudan’ın Hartum kentindeki 20 bin metrekarelik mağazasının çevresinde açacağı küçük ve orta ölçekli marketlerle Afrika bölgesinde pazara hakim olmayı planlıyor.
TEMA ÖNCE YURTDIŞINA ÇIKTI Erzurumlu Tema ise 2 ay içinde Bakü ve Tahran’da iki mağazasını faaliyete geçiriyor.
DOĞU’NUN LİDERİ TEMA NASIL BÜYÜDÜ?
MÜŞTERİSİNİN ÖZEL GÜNLERİNİ KUTLUYOR Erzurum bölgesinde faaliyet gösteren Tema marketlerinde müşteriye “ücretsiz internet erişim hizmeti” veriliyor. Tema Kart projesiyle müşterilerin özel günleri kutlanıyor. Kasa ile etiket arasında fiyat farkı olduğunda, o malı müşteri bedavaya alıyor. Eğer ürünün tarihi geçmişse söz konusu malın tutarının 2 katı müşteriye ödeniyor. Alışveriş sonrasında müşteri, marketten evinin önüne kadar servis hizmetinden yararlanıyor. Bu hizmet için hiçbir bedel talep edilmiyor. Ayrıca Tema marketlerinde kapalı ve açık otopark hizmeti de var. Bu oto parklarda araçlar ücretsiz yıkanıyor.
200 ADET ÜRÜNÜ KENDİSİ ÜRETİYOR Başta et ve süt ürünleri olmak üzere 200 adet ürünü kendi markalarıyla üretiyor. Geri kalan ürün tedariğini ise bölgede bulunan dağıtıcı ve toptancılardan yapıyor. Doğu Anadolu Bölgesi üretim bakımından gelişmediği için birinci elden satın alma pek gerçekleşemiyor. Gıda tedariğinin yüzde 80’ini bölgedeki dağıtıcılardan geri kalan yüzde 20’lik kısmı da kendi üretimi ile karşılıyor. Sebze ve meyve ürünleri Akdeniz Bölgesi’nden, konfeksiyon ve dayanıklı tüketim ürünleri İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Dubai ve Çin’den geliyor. Perakendedeki sıcak rekabette Tema, sürümden kazanmaya çalışıyor.
HEDEFİ ÖNCÜLÜĞÜ ELİNDE TUTMAK Müşteriye verdiği özel hizmet, tedarikçileri ile sağlam ilişkileri ve sürümden kazanmaya odaklı yapısıyla büyüyor. Bugün Erzurum ve ilçeleri ile Nahçıvan’da olmak üzere toplam 29 mağazası bulunuyor. Yaklaşık 550 kişiyi istihdam ediyor. Doğu Anadolu Bölgesi’nde perakendede yüzde 35’lik payıyla lider. Tema, geçtiğimiz yıl 78 trilyon TL olan cirosunda bu yıl yüzde 35’in üstünde artış bekliyor.
TEMKİNLİ BÜYÜME PLANI Tema Ar-Ge Sorumlusu Mehmet Büçge, bundan sonraki hedeflerini şöyle açıklıyor: “Doğu’da elimizde bulundurduğumuz sektör liderliğini korumak. Bölgedeki merkez il ve ilçelerde iki yıl içinde 5 adet kompleks mağaza açmak. Daha sonraki 5 yıl içinde de İstanbul ve Bursa’da 2 adet mağazaya sahip olmak.”
BÜYÜKLER BİR YERDE BİZ YÜZ YERDEYİZ
Bursa bölgesinde toplam 12 zinciri olan Özhanlar’ın stratejilerini Genel Müdürü Sabri Erdem şöyle anlatıyor:
MÜŞTERİNİN SIRDAŞI Mağaza içinde müşterimizi sigortalıyoruz. Ömrü bitmiş ürün olursa, o ürünün yerine bedelsiz ürün veriyoruz. Alışveriş sonrası servis hizmetiyle müşteriyi evine götürüyoruz. Müşterilerimize bakkal mantığıyla yaklaşıyoruz. Böylece onların hangi ürünü nasıl tercih ettiğini biliyoruz. Bölge insanı da Ramazan’da yaptığı özel yemekleri market çalışanlarına ikram ediyor. Biz bir yerde müşterilerimizin bakkal amcasıyız. Bazen sırdaşı bile oluyoruz.
KÜÇÜK ÜRETİCİDEN ALIM YAPIYOR Özhanlar et ve şarküteri alanında iddialı. Bursa’da Özhan denildiği zaman hemen et ve şarküteri akla geliyor. Bu ürünlerimizin tedariğinde hassas davranıyoruz. Peynir alımını Çanakkale ve Balıkesir’de yıllardır tanıdığımız küçük üreticilerden yapıyoruz. Hatta üretim sürecinde tedarikçilerimizle işbirliği içindeyiz. Peyniri mayalama aşamasında, işi bilen arkadaşlarımız üreticilerin yanına gidiyor. Mayalamaya yardımcı oluyoruz. Böylelikle ürünün kalitesine dair şüphemiz de kalmıyor.
GÜNDEMİNDE REKABET YOK Şu anda 400 kadar çalışanımız var. 2004’te 50 trilyonluk ciro yaptık. 2005 ciro beklentimiz 70 trilyon. Büyüme yolundaki planımız ise Bursa içinde ve yakın illerde her yıl 2 mağaza açmak. Perakende sektöründeki sıcak rekabet bizim gündemimizde yer almıyor. Büyük marketler mağazalarını Bursa’nın belirli bölgesinde en fazla iki tane açarlar. Ama biz yüz mağaza açar, her yerde müşterimizin ayağına hizmet götürebiliriz.
GERİLLA TAKTİĞİ UYGULUYOR VE KAZANIYORLAR!
UCUZ ALMADA BAŞARILILAR Bölgeseller ucuzlar. Sürümden kazanıyorlar. En başarılı oldukları alan ucuz satın alma. Çünkü kurumlaşmamış tedarikçilerden, markasına yatırım yapılmamış ürün alımı yapıyorlar. Bu ürünlerin bazılarında yüksek, bazılarında ise düşük kâr marjıyla çalışıyorlar. Bazen de şaşırtıcı derecede çok kazanıyorlar.
OPERASYON KÂRLARI YÜKSEK Merkezi idare giderleri çok düşük. Patron olarak işlerini çok iyi takip ediyorlar. Örgütlü perakendecilerin şu anda operasyon zararında olduklarını biliyorum. Bölgeseller yüzde 8-14 operasyon kârıyla çalışırken organize perakendeler de yüzde 3’ün üzerine çıkan neredeyse yok. Dolayısıyla bölgeseller operasyonda çok kârlı.
BOŞLUKLARI HIZLA DOLDURUYORLAR Gerilla usulü büyüyorlar. Hızlı karar alıyor, bu nedenle boşluk buldukları noktaya hemen girebiliyorlar. Birçok yerde, akraba ve arkadaşlık vasıtasıyla çok çabuk takım kurarak, tedarikçi zincirlerini kendilerine bağlayabiliyorlar. Oysa organizelerde böyle bir şey söz konusu değil. Onların her şey için daha pahalı insanlar çalıştırmaları gerekiyor.
PARA KAZANMAYA ODAKLILAR Deyim uygunsa organizeler düzenli ordu gibiler. Bölgeseller de gerilla taktikleriyle büyümeye çalışıyorlar. Tansaş ile bir market sözleşmesi yapmanız için asgari dört ay süre gerekli iken Pehlivanoğlu ile bunu 10 günde yapabilirsiniz. Bölgesellerin hepsinde geleneksel tüccar mantığı ve becerisi olduğu için odaklanmaları dağılmıyor. Tüm amaçları doğrudan tüketicinin istediğini verip, parayı kasaya koymak.
ORGANİZE BAKKAL GİBİ HAREKET EDİYORLAR
DAHA CAZİP FIRSATLAR SUNUYORLAR Bölgesel perakendeciler esas olarak müşteriye daha yakınlar. Belirli bir bölgede çalıştıkları ve bölge insanlarını daha yakından tanıdıkları için müşteriye daha uygun hizmetler verebiliyorlar. “Global düşün, yerel hareket et” anlayışı her zaman yürümüyor. Bölgeseller daha yerel ürünlerle ve fiyat politikaları ile müşteri için daha cazip fırsatlar sunuyorlar. Onlara daha organize bakkallar da diyebiliriz. Ulusallarda market çalışanları müşteriyi tanımazken, bölgeseller mahalle bakkalımız kadar olmasa da müşteriyi tanıyorlar. Sıcak hizmet verebiliyorlar. Bu da büyümelerinde onlar için büyük bir avantaj.
BÜYÜKLERE KARŞI BİRLEŞİYORLAR Öte yandan çapları küçük olduğu için ilk bakışta büyüklere karşı dezavantajlı gibi görünüyorlar. Fakat bunun çözümünü buldular. Aralarında işbirliği yapmaya başladılar. Ankara’da 25 bölgesel market zinciri bir araya gelerek önce dernek kurdular. Daha sonra da bir şirket kurarak alımlarını birleştirdiler. Böylece 25 market zincirinden oluşan büyük bir zincir ortaya çıktı. İkinci aşamada private label ürün üretmeye başlayacaklar. Sanki büyük bir zincir gibi tek elden private label’ları olacak. Yani büyüklere karşı birleşiyorlar. Tabii ki büyüklere göre marjları daha az. Ama birleşme yoluyla daha iyi marjlar da elde edebiliyorlar.

Popüler Yayınlar

Markente RSS

RSS Takip Et Technorati Profile Add to Technorati Favorites Besserer Pagerank Türkçe İçerikli Web Siteleri
Sitetistik