21 Temmuz 2011 Perşembe

Türkiye birçok ünlü marka için çok cazip

ABD'de yılın analistleri arasına giren Evren Doğan Kopelman, doğrudan yabancı yatırım yerine sıcak paraya bağımlı hale gelmesinin şu anda Türkiye ekonomisinin önündeki en önemli risk olarak ortaya çıktığının altını çizdi.

ABD'de perakende sektörüne yönelik analizleri ile yılın analisti ödülünü alan Wells Fargo Securities'ten Evren Doğan Kopelman, önümüzdeki 5-10 yıl içinde Türk perakende sektörüne Avrupa ve ABD'li birçok markanın yatırım yaparak dükkan açacağı öngörüsünde bulundu. Kopelman, "Genç ve büyüyen bir nüfus ve güçlü tekstil imalat sanayi, Türkiye'yi bu şirketlere cazibeli kılıyor" dedi.

Amerikan The Wall Street Journal gazetesinin bu yıl 19.uncusu düzenlenen "en iyi analistler" araştırmasında 44 sektörden en iyi 5 analist arasına giren tek Türk olan Wells Fargo Securities çalışanı Evren Doğan Kopelman DÜNYA'nın sorularını yanıtladı.


ABD'den bakıldığında 90'ların başlarından itibaren yaklaşık 6-7 senede çeşitli sebeplerle sekteye uğramasına rağmen, Türkiye ekonomisinin genç nüfusunun da verdiği katkıyla ve verimlilik seviyesindeki artışla beraber hızlı bir şekilde büyüdüğünün gözlendiğini belirten Kopelman, "Özellikle 2000'lerin ikinci yarısından itibaren politik ortamdaki belirsizliklerin oldukça azalmış olmasıyla beraber enflasyonun kontrol altına alınmış olması, borç stoğunun milli gelire oranının uluslararası kriterlerin altına gerilemesi ve faiz yükünün azaltılması, birçok gelişmiş ülkenin içinde bulunduğu durum da düşünüldüğünde, memnuniyetle takip ettiğim gelişmeler. 2001 krizinden alınan derslerle bankacılık sektörünün oldukça sağlıklı bir yapıya kavuşmuş olmasının da verdiği katkıyla, 2008 krizinden de nispeten daha az etkilenmiş ve oldukça hızlı bir şekilde de toparlanmış bir ekonomiye bakıyorum.

Fakat bunlarla beraber gene de Türkiye ekonomisinin diğer gelişmekte olan ülkelere göre performansının aynı dönemde zayıflamakta olduğunu ve daha birçok çözülmesi gereken yapısal sorunların var olduğunu belirtmekte de fayda var" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin önündeki sorunlar

Türkiye'nin önündeki en önemli sorunları sorduğumuz Kopelman, 1990'lara nazaran 2000'lerdeki büyümenin çok daha fazla cari açık verilerek sağlandığına dikkat çekti. Kopelman sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tasarruf oranlarının düşüklüğü, kullanılan yabancı kaynakların ithalata bağımlılığı azaltacak yatırımlardan çok tüketime gitmesi ve finansman yapısının da özellikle 2008 krizinden sonra giderek doğrudan yabancı yatırım yerine sıcak paraya bağımlı hale gelmesi şu anda Türkiye ekonomisi önündeki en önemli risk olarak ortaya çıkıyor. Tabii buradaki kontrolsüz bir düzeltmenin büyüme, işsizlik, bütçe, kur ve enflasyon üzerindeki ikincil etkilerinin de dikkatle izlenmesi gerekiyor."


Yatırım tavsiyeleri

Yatırım uzmanı olarak Türkiye'de öne çıkan sektörleri sorduğumuz Kopelman, yatırım yapılabilecek sektörleri değerlendirirken demografinin çok önemli olduğuna özelllikle dikkat çekti. Kısa vadede çalışan nüfustaki artıştan ve düşük penetrasyon oranlarından faydalanacak finansal hizmetler gibi sektörlerin revaçta olmaya devam edeceği öngörüsünde bulunan Kopelman, "Aynı vadede hanehalkı sayısındaki artışın da güçlü kalacak olmasından dolayı otomotiv, beyaz eşya ve kahverengi eşya gibi sektörler de faydalanacaktır. Daha uzun vadede ise yaşlı nüfusun oldukça hızlı bir şekilde artacağı beklentisini düşününce, o yaş grubuna hitap edecek sağlık gibi sektörlerin öne çıkmasını beklerim" dedi.

Söyleşinin sonunda perakende sektörü analisti olarak Türk perakende sektörüne yönelik öngörülerini paylaşan Kopelman, perakende sektörüne baktığında, pek çok uluslararası şirketin Türkiye'ye yatırım yapmak istediklerini gördüğünü ve önümüzdeki 5-10 sene içerisinde, yeni alışveriş merkezleri açıldıkça , Amerikan ve Avrupa markalarının Türkiye'de dükkan açmalarını beklediğini, genç ve büyüyen bir nüfus ve Türkiye'nin güçlü tekstil imalat sanayisinin, Türkiye'yi bu şirketlere cazibeli kıldığını söyledi.

Türkiye'den gelecek tekliflere açık

Türkiye'den teklif gelmesi durumunda değerlendirirmisiniz diye sorduğumuz Evren Doğan Kopelman, böyle bir teklif gelmesi durumunda çok mutlu olacağını ve değerlendirebileceğinin altını çizdi. Kopelman, ABD'ye gidiş süreci konusunda ise şunları söyledi:

"ABD'ye 1994 yılında, Robert Kolej'i bitirdikten sonra geldim. Stanford Üniversite'sinde Endüstri Mühendisliği okudum. Okuldan sonra yatırım bankacılığı alanında çalıştım. Birkaç sene tecrübe edindikten sonra, 2002-2004 yılları arasında, Wharton'da İşletme yüksek lisansımı tamamladım ve yatırım alanında çalışmaya başladım. Beş sene New York'ta JP Morgan'da çalıştıktan sonra, şu andaki çalıştığım Wells Fargo şirketine perakende sektöründe uzman olarak geçtim."

Evren Doğan Kopelman, 2010 yılında hızla yükselen hammadde fiyatları ve tüketici talebinde düşüş nedeniyle analistlerin kaçındığı perakendecilik sektöründeki uzun vadeli ve doğru analizleri ile sektörün en başarılı analisti ünvanını aldı.

575 şirketten 6 bin 800'den fazla analistin yer aldığı listeye girebilmenin ön şartı "al, sat ya da tut" değerlendirmesinde bulunulan en az 5 hisse senedinin 2010 yılında NYSE, Nasdaq ya da NYSE Amex'te işlem görmesi gerekiyor.

Kaynak | Dünya Gazetesi

Popüler Yayınlar

Markente RSS

RSS Takip Et Technorati Profile Add to Technorati Favorites Besserer Pagerank Türkçe İçerikli Web Siteleri
Sitetistik